Duyurular
ALLAH’I ANMAKTA SAYININ EHEMMİYETİ

ALLAH’I ANMAKTA SAYININ EHEMMİYETİ

ALLAH’I ANMAKTA SAYININ EHEMMİYETİ

Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Esselamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatüh

Allah’ın Rahmeti, Bereketi tüm İnananların üzerine olsun.

Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prf. Dr. Bünyamin Erul Beyin geçenlerde sosyal Medya’ya düşen bazı açıklamaları var. Bu açıklamalar ne hikmetse geçtiğimiz yıl da hemen, hemen aynı günlerde yani Ramazan’a yakın günlerde medyada yayınlanmıştı.

Şahsım bu zat kadar ilimim olmadığını söyleyebilirim. Çünkü kendileri Profesör olmuş.

Bendeniz de kendilerinin görev yapmış oldukları Diyanet Başkanlığının sitesinden faydalanarak elimden geldiği kadar cevap vermeye çalışacağım.

Bi kere şunun bilinmesi lazım ki;

Allah’ı zikredenler, Peygamberimize (SAV) Salat selam getirenler sabahtan akşama kadar sadece bu işi yapmamaktadırlar. Onlar da insandır günlük işleri vardır. Bizler yani bu biraz da tasavvuf işine girer. Tasavvuf ehli insanlarda Bilimden, ilimden, icattan, aklın ileri seviyede kullanılmasından, memleket meselelerini özümseme ve benimseme ile çözümden yana olan, insanlığın Allah’ın vermiş olduğu ilimden faydalanması hususunda gayret gösteren insanlarız.

Öyle; Sayın Prf. Bünyamin Erul beyin dediği gibi.

Kendi kabuğuna çekilmiş sadece dünya ile ilişkisini kesmiş değiliz.

Bunun böyle bilinmesinde fayda var kanaatindeyim.

Ha! Böyle insanlar yok mu? Vardır elbet. (O da onların sorumluluğundadır. Bu insanlar bu sorumluluğu nerden almış ona bakmak lazım)

Bu konuyu her yıl temcit pilavı gibi insanların önüne koyulmasında bir art niyet sezmiyorum değil.

Madem bu o kadar önemli bir konudur. Allah’ı zikrin, peygambere salat getirmenin insanlara bir faydası olamayacağı hususunda kendileri kaç program yapmıştır acaba.

Sayın Prf. Soruyorum. Şu anda olağanüstü bir durum yaşıyoruz.

Nerde diyanet, bir sürü kanallar var devlete ait Diyanete ait kanallar var nerede bu virüsle ilgili bir açıklama yapıldı mı?

Bu bela, bu musibet bize “Allah’tan geldi” demeye korkuyorlar. (Kastettiğim Diyanet yüksek kuruludur) Hocalarımızı (İmamlarımızı) tenzih ederim.

Bir hususu daha belirtmek istiyorum.

Doktora gidersiniz. Size tedavi için şurup veya hap verirse. Size onları nasıl kullanacağınızı anlatır.

Günde bir kaşık veya günde iki hap içeceksin der değil mi?

Eğer doktorun vermiş olduğu kurala uymasan. Şurubun hepsini aynı günde bir defada içersen kendine zarar veririsin.

İşte bu sayı meselesi de böyledir. Bu sayıları tasavvuf ehli kendi kafasından uydurmadı.

Bağlı oldukları şahıslar bu sayıları kişilerin karakter, hal ve ruh durumlarını göz önünde bulundurarak verirler.

Böyle yapmakla beraber bu işi bir siteme bağlanmış olur. İşin ehemmiyeti ortaya çıkar.

Onlara git evde aşağı yat.

Başka bir iş yapma! Asla demezler. Tavsiyeleri; ilim, okuma, çalışma üzerinedir. İyi bir insan, iyi bir vatandaş dolayısı ile Allah’a iyi bir kul olma üzerinedir.

Fatih Sultan Mehmet Han Hz.leri İstanbul’u sadece kendi başına mı fethetti.

Hayır, tüm askerler dâhil ve arka planda görünmeyen Ak Şemseddin Hz.leri ile fethetti.

Fatih hem Fetih suresini okudu hem de gemileri karadan nasıl denize indirebilirim bunun hesabını yaptı.

Dolayısı ile “Fiiliyat, Dua, Tespihat” ayrılmaz kardeşlerdir.

işe giderken üç tespih ismi celal okusam.

Üç tespih Kelime-i tevhit okusam. Üç tespih âlemlere rahmet olarak gönderilen o yüce peygambere salat selam okusam ne olur.

Ne zararı olur. Sonra da Yarabbi okumuş olduğum bu tespih ’attan hâsıl olan sevabı… Bağışlasam ne mahsuru olabilir.

Bu günlerde nafile ibadetlere de dil uzatılmaktadır. Yok, efendim “kuşluk namazı yok, yok efendim evvabil yok, yok efendim işrak namazı yok” sana göre olmayabilir sen kılma. Ama bana göre var. Ben kılarım.

Kılsam ne zararı olur. Allah katında en büyük ibadet “NAMAZ” dır.

Hiç Rabbim biz der mi ki; niye bu kadar namaz kıldın. Yani aklın almayacağı senaryolar üretiyorlar.

O zaman Din İşleri yüksek Kurulu çıksın desin ki bu ibadetler dinimizde yoktur.

Diyemezler çünkü bunlar imanı pekiştiren güçlendiren eylemlerdir.

İnsanları Allah’ı zikretmekten alıkoyacak, yazılarla!  Zaten yozlaşmış içi boşalmış Müslümanları daha da boş olmaları yönünde yazılar yazmayınız lütfen.

Herkes işini yapsın. Bu Ülkeye, bu insanlığa tasavvuf ehlinden zarar gelmez. Tasavvuf ehli; Nerede bir mazlum varsa ona dua eder. Ona yardım eder.

Şimdi! Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinden almış olduğum bilgileri sizinle paylaşıyorum.

 

Peygamberimize Salat-u Selam getirme ile ilgili kısım.

Âyet-i kerimede buyrulur:

“Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler, siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslîmiyetle selâm verin!”

 (el-Ahzâb, 56) (Her Cuma Namazında Hutbeden önce Müezzin Okur)

Yine alt açıklaması biraz uzun olduğundan çok kısa alıntı yapıyorum isteyen ayetin tefsirine bakabilir.

“Siz de ona salât ve selâm okuyunuz” emri bağlayıcıdır, emrin yerine getirilmesi gereklidir. Ancak bunun zamanı, mekânı ve sayısı konusunda açıklama yapılmadığı için fıkıhçılar farklı yorumlar yapmışlardır.

 

Allah’ı Zikirle ilgili Ayetler.

Al-i İmran suresi 190-191 ayetler mealen;

190﴿

 Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır.

191﴿

 Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!

  1. Ayette belirtildiği üzere göklerin ve yerin yaratıcısı ve sahibi olan yüce Allah’ı ayakta, oturarak, yatarak, kısaca bütün hallerinde derin bir saygıyla anar; böyle bir gücün emirlerine ve yasaklarına karşı geldiği takdirde O’nun vereceği cezaya çarpılmaktan korkar ve bu cezadan koruması için Allah’ın merhametine sığınır.

Geniş bilgi internetten bakılabilir.

Hal Böyleyken neden Rabbimiz Zikirden geri kalalım. Aksine Bir an olsun onu zikirde, anmaktan geri kalmamak lazım. Bizim kurtuluşumuz bundadır.

Sonuç olarak bende diyorum ki.

Kendimize gelelim. Allah cc O zaman bize yardım edecektir.

Ve asıl bu yazıyı paylaşalım Allah’ı zikri, Peygambere Salat’ı hurafe zannedenlere ders olsun.

Sürçü lisan etmişsek af ola.
Allah Yar ve Yardımcımız olsun.

Selam ve Dua ile. Allah’a emanet olunuz.

Cemal Yıldız.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

Free WordPress Themes - Download High-quality Templates