Warning: Undefined variable $PRO_VERSION in /home/enveriy1/domains/enveriyye.com/private_html/wp-content/plugins/pwaplusphp/pwaplusphp.php on line 326

ECEL VE EMEL (İKİ ZIT DOST)

ECEL VE EMEL (İKİ ZIT DOST)

Cemal Yıldız-04.01.2016-Trabzon

Yüce Rabbimiz kullarının doğru yolu bulması ve aydınlanması için her kavme kutsal bir kitap ve Peygamberler göndermiş.

Hepimizin bildiği gibi, bunların sonuncusu kitap olarak Kuran, Peygamber olarak da Hz. Muhammed Mustafa SAV. Efendimizdir.

Her inen Kutsal kitap, her kavme gönderilen Peygamberler, insanları doğru yola çağırmış. Allah’ın helal kıldıklarını övmüş ve bunların yapılması hususunda tavsiyelerde bulunmuşlardır.

 Diğer yandan da haram kıldıklarından da uzaklaştırmak için yine tavsiyeler de bulunmuşlardır.

 Allah tarafından seçilen bu peygamberlerin hayatları yine çile dolu, elem dolu, keder dolu oldu.

Hayatları pahasına olsa dahi, hep insanlık için çalışmışlar, bir kişinin hidayete ermesi için çaba sarf etmişlerdir. Allah dostları (Evliyalar) da hayatlarını aynı şiar üzerine kurmuşlardır. Onlar için varsa yoksa insanlık. Hesap, Allah’a iyi bir kul omanın hesabıdır.

Rabbim şefaatlerine nail eylesin inşallah.

Peygamberimiz SAV. Efendimiz de her fırsatta ümmetini bilgilendirir, dünyanın boş olduğunu asıl ebedi bir hayatın bizleri beklediğini anlatırdı.

Yine bir gün, Sahabesi ile beraber sohbet ederken;

 Eline iki çakıl taşı aldı ve bunlardan birisini yakına, diğerini uzağa attı ve “Bu neyi temsil ediyor, biliyor musunuz?” dedi.

Sahabe;

 “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler.

Peygamberimiz (sav) “Şu uzağa düşen EMEL, şu yakına düşen de ECEL dir” buyurdular. (Tirmizi, Emsal, 7)

Değerli kardeşlerim;

Hadisten de anlaşılacağı üzere,  insanoğlunun emeli kendisine bu kadar uzakken hala emellerinin gerçekleşmesi için çalışır durur.

Oysaki eceli kendisine daha yakın olmasına rağmen ecel için pek fazla çalışmaz.

Bizler emelimizi ecele doğru yönlendirmedikten sonra ne bu dünyamız nede ahretimiz mamur olur.

Bu dünyaya gelen her kişinin mutlaka bir emeli olmalı. Bu doğru.

Ama bu emel ne olmalı.

Acaba, çok para kazanmak, yat, kat, araba sahibi olmak mı?

Yoksa Allah’ın rızasını kazanma yolunda çalışmak mı?

Bizler Allah’ın rızası doğrultusunda çalışmaya başlayalım, Rabbim önümüzü açar bizlere zenginlik nasip eder.

Bu zenginlikler de bizleri Allah’a ulaştırır.

Bu gün yeryüzüne Allah’ın kitabının hâkim olması çok daha kolay.

Neden mi?

İletişim araçları, yazarlar, çizerler eğitimciler, basın, görsel medya o kadar imkânlara ve özgürlüğe sahip ki, herkes üzerine düşen görevi yapsa, epeyce bir yol alınır diye düşünüyorum.

Kötüleri ihya etmek için, seferber olmalı. Neden hala bu ülkede içki satışları tavan yapıyor.

Neden Yılbaşıdır diye Dinimize, örfümüze, geleneklerimize aykırı eylemler içerisinde bulunuyoruz.

Neden uyuşturucu ortaokullara kadar inmiş. Burada okuyan çocuklar bizim değil mi?

Neden erkek olsun, kadın olsun islamın hoşuna gitmeyen giysiler giyiyoruz.

Neden çocuklarımızın bir yanlışını gördüğümüzde onları uyarmaktan kaçınıyoruz.

İşte sonuç olarak emel ve ecel meselesi geliyor karşımıza.

Aslında ben size çok basit bir yöntemle bundan kurtarabileceğinizi söyleyebilirim.

O da şu;

İnsan her gün 5 dakika Tefekkür’ü Mevt yani ölüm halini düşünse emel ile eceli birleştirmiş olur kanısındayım.

Ne demiş şair

Ecel Gelip Seni Göre

Yaşın Kemaline Ere

Zengin Fakir Hep Kabire

Girmemeye çaren mi? var.

Allah’a emanet olun.

 

 

Yorum gönder

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.