ÖLÜM

                    Dün hafta sonu cumartesi günü açık İmam Hatip okulunda derse girdiğim arkadaşlardan Bahri Hocayla arabada giderken güzel bir sohbet fırsatı buldum. Hocam babasıyla son günlerini birazda üzülerek anlatmaya başladı. Babası kanser hastasıymış. Kanser hastalığından ağrı sızıları çokmuş. Babasının ağrılarını ağrı gideren bantlarla sağlıyorlarmış. Son gün ağrı bantı bitmiş. Babası çok acılar içerisinde kalmış. Hocamız ne yapayım derken açık eczane bulmuş ve bir şekilde ağrı giderici banttı almış. Eve babasına getirdikten sonra olacak ya kader babası o gece vefat etmiş. Bana bu olayı anlattıktan sonra bende babamla yaşadığım o güzel günleri kendine anlattım. Benim Refik babamda sağ tarafı felçli bir hasta olduğunu ve birkaç sene felçli olarak yaşadığı ve iki sene önce ramazan ayında oruçlu ve abdestli olarak bu dünyaya gözlerini yumduğunu söyledim.

                    Ölüm…

                     Ölümü güzel dinimiz İslam her fırsatta hatırlatmaktadır. İnsanlara ölümü hatırlatarak her daim ahirete hazırlıklı olmaları teşvik edilmiştir. Kur’anı Kerimde Rabbimiz şöyle buyurur ; “ Her nefis ölümü tadacaktır.”

Peygamberimiz Hz. Muhammet’te (sav) bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır; “ Ahireti hatırlatan ölümü çokça anınız.”

                     Bugün gelinen noktada insanlara ölüme hazırlanacakları yerde ellerinden geldikçe sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi ölümü inadına unutamaya ve bir defa bile olsa hatırlamamaya gayret etmektedirler. Bugün sosyal yapıda bunca akıl tutulması işler hem de en üst seviyede oluyorsa bunun sebepleri arasında bana göre en önemli sebep olarak ölümün unutulması olduğuna inancım sonsuzdur. Eğer bugün sokaklarımız güven noktasında problem taşıyorsa bunun sebepleri arasında belki de en önemlisi ölüm geldiğini düşünüyorum. Bugün akşam saatlerinde bırakın kızlarımızı erkek çocuklarımızın bile akşam saatlerinden sonra sokağa çıkmalarını istemiyorsak bunun en önemli sebebi insanlarımızın bazılarının ölümü unutmalarından kaynaklanmaktadır. Bakınız binlerce olaydan biri daha geçen gün yaşandı. Mersin’li Üniversite Diş fakültesinde okuyan Özgecan kızımız vahşi bir insan tarafından vahşice katledildi. Bu ve bunun gibi olaylar ahiret inancı kalmamış insanlar tarafından ancak gerçekleştirebilir. Konumun burasında her zaman dillendirdiğimiz ölüm cezasının tekrar geri getirilmesi durumu olmazsa olmazlarımız arasında olduğunu bildirmek isterim. Bu ülkede ölüm duygusu kalktığından ve cezalarda caydırıcı olmadığından insanlarımızdan bazıları daha pek çok Özgecanlara kıymaya devam edecektir. Bunun önüne geçilebilmesi için mutlaka şahsa karşı işlenen uçlarda kısas getirilmesi lazım gelmektedir. Fakat bu ölüm cezasının daha sonraları demokrolisin kılıcı durumu olmaması için mutlaka şahsa karşı işlenen suçlarda getirilmesi gerekmektedir. İlerleyen yıllarda bu durum suiistimal edilebileceğini düşündüğümden bu konuda şahsa karşı saldırılarda getirilmesi lazım geldiğini de önemle vurgulamak isterim. Başka türlü Özgecanların daha çok fazla toprağa düşmesinin önüne geçilemez.

                    İslam’ın yaşandığı dönemlerde insanlar ölümü başuçlarından ayırmazlardı. Hatta yerleşim yeri edinecekleri zaman genellikle şehir mezarlığının yanında yerleşim edinirlerdi.  Öyle ki ahiret unutulmasın. Ama bugün gelinen noktada insanlarımız mezarlıkların yanından ev almadıkları gibi bugün konuştuğumuz emlakçılar mezar yanlarında ki evlerin satışının sıkıntı olduğunu ve evi satmak için eder fiyatından çok aşağılardan mezar yanlarında ki evleri sattıklarını söylemektedirler.

                   Ölüm unutulduğunda dünya sevgisi kalbi ele geçirir. Dünya sevgisi kalbi ele geçirdiğinde de insan artık her geçen gün dünyevileşmeye başlayacaktır.

Bakınız eskilerde eli altmış metre karelerde iki üç nesil kalırken bugün gelinen noktalarda iki yüz üç yüz metre kare dairelerde bir nesil yaşamaya başlamıştır.

 Bugün gelinen noktada ahiret unutulduğundan anne baba, akraba ve komşuluk ilişkileri akıl tutulması oranlarda azalmaya başlamıştır.

 Bunun en önemli sebebi ölümün unutulmasından kaynaklanmaktadır.  Kanaat unutulmuş durumdadır.

                         Ahireti hatırlatan ölümü çokça anmak üzere…

                                                                                                                         Nizamettin BEKAR/TRABZON