Duyurular
Zühd

Zühd

Zühd

Çok değerli kardeşlerim.
Hepiniz Alla’ın Selamı ile selamlıyor. Saygı ve Sevgilerimi sunuyorum.

Esselamunaleykum ve Rahmetullahi ve Berekatüh.

Rabbimizin, Selamı, Rahmeti, Bereketi, Mağfireti hepimizin üzerine olsun.

Bugün Peygamberlerin özelliklerinden olan “Zühd” konusunu hakkında elimizden geldiğince bilgilendirmede bulunacağız, inşallah.

 Zühd kelimesinin anlamı:

Kulun Hakk’ın dışındaki her şeyi terk etmesi anlamına gelen tasavvufi bir terim olarak karşımıza çıkıyor. (İslam Ansiklopedisi-TDV)

Evet;

Zühd;  her ne kadar Peygamberlere atfedilmiş bir özellik olsa bile aslında her kula hitap etmektedir.

Bizler acaba dünyayı ne kadar terk edebilmişiz. Hiç bunun hesabını yapabildik mi?

Günlük hayatımız nasıl geçiyor. Gün içerisinde Allah’a karşı olan görevlerimizi ne kadarını yapabildik.

Namaz kılmanın dışında kaç kişiye yardım ettik, gerek bedenen, gerek fikren ne yaptık.
Bir günde karşı taraftan kaç “teşekkür”  alabildik.

Namaz sonrası dünyayı terk ederek bir müddet “Tefekkür” edebildik mi?

Kâinatı yaratan, bizleri yediren içiren Rabbimize ne kadar Hamt ettik, ne kadar Şükrettik.

Bu konuda Hz Peygamberimiz SAV şöyle buyuruyor.

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu. Uykudan uyandığında, hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı.

Ashâb-ı kirâm:

“–Yâ Rasûlâllah! Sizin için bir döşek edinsek!” dediler.

Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise:

“–Benim dünya ile alâkam ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da orayı terk edip giden bir yolcu gibiyim.” buyurdular. (Tirmizî, Zühd, 44/2377; İbn-i Mâce, Zühd, 3)

Dünya, bir Peygamber için ağacın altında gölgelenecek kadar kısa ise, bizim için nedir acaba. Ne ifade etmelidir.

Bu demek değildir ki. Dünyayı hepten bırakalım. Hayır, dünya için de çalışacağız. Çoluk çocuğumuzun rızkını kazanma hususunda meşru yollardan elimizden geleni yapacağız.

Ancak; Üstadımız Hacı Enver (Baba) Karakaş’ın da belirttiği gibi.

Oğul; Parayı cebimize koyalım. Gönlümüze değil. Yani gönlümüz devamlı Allah’ı zikirle meşgul olmalıdır.

Bu konuda

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmetine şu tavsiyelerde bulunurdu:

“Hayat şartları sizinkinden iyi olanlara değil de, daha aşağıda olanlara bakınız! Zira bu, Allah’ın üzerinizdeki nimetini küçük görmemeniz için daha uygun bir davranıştır.” (Müslim, Zühd, 9)

“Dünyaya karşı zâhid ol, Allah seni sevsin; insanların elindeki şeylere karşı zâhid ol, insanlar seni sevsin!..” (İbn-i Mâce, Zühd, 1)

Rabbim bizleri geçici olan bu dünyaya değil, ebedi olan Ahiretimize değer verenlerden eylesin.

Allah’a emanet olunuz.

Cemal Yıldız.15.11.2020

 

 

 

 

 

 

 

 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

Free WordPress Themes - Download High-quality Templates