1. Haberler
  2. Genel
  3. YALAN VE ZARARLARI (“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin.)

YALAN VE ZARARLARI (“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin.)

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Değerli Kardeşlerim.

Bugün çok önemli bir konuyu hayatımızda da çok sık karşılaştığımız bir konuyu siz okuyucularımızla paylaşmak istiyorum.

Nedir bu?

YALAN

Evet hayatımızın akışı içerisinde bizler sokakta, aile içerisinde, araçta, alışverişte veya arkadaşlar arasında hatta eşler arasında konuşulan YALAN la hepimiz bir şekilde tanışıyoruz.

Hatta bu konuda bazı kişilerin “pembe yalan, tatlı yalan” diyerek yalanı meşrulaştırma gibi gayretlerinin olduğunu da görmekteyiz. Şahit olduklarımız da var.

Bu konuyu uzmanından araştırdım.

Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Sayın Bahattin Aktaş beyin Yalan ve Zararları adı altında derlemiş olduğu yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

Rabbim bizleri Yalandan, dolandan kötü sözden muhafaza eylesin inşallah.

YALAN VE ZARARLARI
Bahattin AKBAŞ

Yalan rûhî bir hastalıktır, Müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir.

Çocuklar daha küçükken doğru sözlülüğe alıştırılmalı, yalanın zararları kendilerine anlatılmalıdır. İmandan sonra en güzel haslet doğruluktur.

Doğruluk ulvi bir sıfat, bunun karşıtı olarak yalancılık da çok kötü bir huydur.

Yalan insan vicdanını tahrip eden, kendisine ve topluma saygısını yok eden çirkin bir davranıştır ve günahtır.

Mümin yalan konuşmaz.

Zira mümin güvenilir kimse demektir.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de yalanı ve yalancılığı yasaklamış bunun zararlarına işaret etmiştir.
IV- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler
اَوًْلا سَدِيد َّقُوا اللَّه َ وَقُولُوا ق ُّهَا الَّذِين َ آمَنُوا ات يَاأَيَْغْفِر ْ لَكُم ْ ذُنُوبَكُم يُصْلِح ْ لَكُم ْ أَعْمَالَكُم ْ وَي
اااا عَظِيمَوْز َقَد ْ فَاز َ ف وَمَن ْ يُطِع ْ اللَّه َ وَرَسُولَه ُ ف
“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin.

Böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah
ve Resulüne itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”1
ااكِرَام َ ًلَ يَشْهَدُون َ الزُّور َ وَإِذَا مَرُّوا بِاللَّغْو ِ مَرُّوا وَالَّذِين
“Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir.”2
Yalan, insanların birbirine düşmesine, toplumdaki ahengin bozulmasına sebep olduğu  için, çok çirkin bir fiil olarak kabul edilmiştir.

Dinimiz, yalan söylemeyi haram kılmış, dünyada da ahirette de huzur, mutluluk ve kurtuluşun doğru söylemekte olduğunu bildirmiştir.

Atalarımız: “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” derken önemli bir gerçeğe işaret etmişlerdir.

Yalan, sahibini utandırır, rezil eder. Kişinin yalancı olduğu bir kere anlaşıldı mı, söylediği doğru sözlere de inanılmaz.

V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadislerْ
عَن ْ صَفْوان َ بْن ِ سُلَيْم ٍ رَضِي َ اللّه ُ عَنهقال:ُلْنَا يَا رَسُول َ اللّهِ: أيَكُون ُ الْمُؤْمِن ُ جَباَناا. قَالَ: ق
َيَكُونُ كَذّاباا؟ قَال:آل. ُلْنَا: أف َعَمْ. ق ؟ قَالَ: نُ َبَِيالا ًا َيَكُون ُلْنَا: أف َعَمْ. ق ن
1 Ahzab, 33/70-71
2 Furkan, 25/723
Safvan İbnu Süleym (r.a.) anlatıyor:

“Ey Allah’ın Resulü! dedik, mü’min korkak olur mu?”
“Evet!” buyurdular. “Pekiyi cimri olur mu?” dedik, yine:
“Evet!” buyurdular. Biz yine:
“Pekiyi yalancı olur mu?” diye sorduk. Bu sefer: “Hayır! buyurdular3

َتَحَرّى َزَال ُ الْعَبْد ُ يَكْذِب ُ وَي َ ي َ وعن مالك ٍ أنّه ُ بلغه ُ أن ابن مَسعود ٍ رَضِي َ اللّه ُ عَنْه قال:
َّتّ يَسْوَد َّ ق َلْبِه ِ نُكْتَة ٌ سَوْدَاء ُ ح ُنْكَت ُ يف ق َي الْكَذِب َ فَيُكْتَب ُ عِنْدَاللّه ِ مِن َ الْكَذَّابِنيَ.. لْبُه ُ ف

İmam Malik’e ulaştığına göre, İbnu Mes’ud (r.a.) şöyle demiştir: “Kul

Yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an
gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir.

Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde “yalancılar” arasına kaydedilir.”4
وعَن ْ حَ كُيَُدِّث ُ بِا ْلَْدِيث ِ لِيُضْحِك ٌ يم ٍ عن أبيه عن جَدّه ِ قال: قَال َ رَسُول ُ اللّهِ: وَيْل ٌ لِلّذِي
َيَكْذِبُ. وَيْل ٌ لَهُ، وَيْل مِنْه ُ الْقَوْمَ، فلَهُ.

Hakim babası ve dedesi tariki ile anlatıyor:”Resulullah (s.a.v.)
buyurdular ki:

“Yazıklar olsun o kimseye ki, insanları güldürmek için konuşur ve
yalan söylerler! Yazık ona, yazık ona!” 5َ

ِ وعَن ْ أُم ُّ كُلْثُوم بِنْت ِ عُقْبة َ رَضِي َ اللّه ُ عَنْهاَقُولُ: لَيْس َ بِالْكَذَّاب َسَِعْت ُ رَسُول َ اللّه ِ ي قالتْ:
َنْمِي خ َْيْاا. َقُول ُ خ َْيْاا أو ْ ي َي َنيِْ، ف ْن َني َْ إث الَّذِي يُصْلِح ُ ب

Ümmü Külsüm Bintu Ukbe (r.a.) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v.)’ı
işittim, diyordu ki:”İki kişinin arasını düzelten, hayır söyleyip, hayır tebliğ
eden kimse yalancı değildir.”6

َهْدِي َ عن اِبْن ِ مسعد رَضِى َ اللّه ُ عَنْه ُ قَالَ: قَال َ رَسُول ُ للّه ِ صَلَّي اللّه ُ عَلَيْه ِ وَسَلَّم َ إِن َّ الصِّدْق َ ي
َِلَ ا ْلَْنَّةِ، وَإِن َّ الرَّجُل ُ لَي َهْدِي إ ِْبَِّ ي َِلَ ال ِْبِِّ، وَإِن َّ ال َ إَّتَّيُكْتَب َ عِنْد َتَحَرَّى الصِّدْق َ ح ُ صْدُقُ، وَي
َِلَ النَّارِ، وَإِن َّ الرَّجُل َهْدِي إ َِلَ الْفُجُورِ، وَإِن َّ الْفُجُور ِ ي َهْدِي إ اللّه ِ صِدِّيقاا، وَإِن َّ الْكَذِب َ ي
َّتَّ يُكْتَب َ عِنْد َ اللّهِ كَذَّاباا. َتَحَرَّى الْكَذِب َ ح لَيَكْذِب ُ وَي

3 Muvatta, Kelam, 19, (2, 990)
4 Muvatta, Kelam, 18, (2, 990)
5 Ebu Davud, Edeb, 40/ 88, (V, 265)
6 4

İbnu Mes’ud (r.a.) anlatıyor: “Rasulullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Sıdk
insanı birr’e (Allah’ı razı, edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür.

Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah’ın indinde sıddîk
(doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi
aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda
Allah’ın indinde yalancı diye kaydedilir.” 7َ

ْهُمَا: مَا حَفِظْت ُلْت ُ لِلْحَسَن ِ بْن ِ عَلِي ٍّ رَضِى َ اللّه ُ عَن َِبِ ا ْلَوْزَاء ِ قَالَ: ق ِ وَعَن ْ أِ مِن ْ رَسُول ِ اللَّه
َِلَ مَاآل يُرِيبُكَ، فَإِن َّ الصَّدْق ٌ صَلَّي اللّه ُ عَلَيْه ِ وَسَلَّمَ؟ قَالَ: حَفِظْت ُ مِنْهُ: دَع ْ مَا يَرِيبُك َ إ
طُمَأْنِيَنةٌ، وَالْكَذِب َ رِيبَة
Ebi’l-Cevzâi r.a. anlatıyor: “Hasan İbnu Ali r.a.’ye: “Rasulullah
(s.a.v.)’dan ne ezberledin?” diye sordum. :

“Rasulullah (s.a.v.)’dan “Sana şüphe veren şeyi terk et, emin olduğun
şeye ulaşıncaya kadar git. Zira sıdk (doğruluk) kalbin itminanıdır, yalan
şüphedir, diye cevap verdi.”8َ

ِ عن ابن عمرو بن العاص رَضِي َ اللّه ُ عَنهما قال: قَالَرَسُول ُ اللّهْ : أرْبَع ٌمَنكُن َّ فيه ِ كَان
َّتّ يَدَعَهَا: إذَا ِّفَاق ِ ح ْهُن َّ كَانَت ْ فِيه ِ خَصْلَة ٌ مِن َ الن مُنَافِقاا خَالِصاا. وَمَن ْ كَانَت ْ فِيه ِ خَصْلَة ٌ مِن
أُؤ ِْتِِن َ خَانَ، وَإذَا حَدّثَ كَذَبَ، وإذَا عَاهَد َ غَدَرَ، وَإذَا خَاصَم َ فَجَرَ.
أخرجه اخلمسة.(الفُجُورُ) الكذب والفسق، واملراد به هنا الفحش .

İbnu Amr İbni’l-As (r.a.) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

“Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır.

Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir:

Emanet edilince hıyanet eder,
konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince
haddi aşar.” 9َ
ْ عُنِب ه َ أَ ريرةع ، َِّنِِّ النَبصلى اهلل عليه وسلم قال:َ
ُ آيْةُ الَ مِ ناِ فَقٌ ثَ الثَ: إذاَّ حَ دَثَ كَ ذَ بو ، ََإذاَ وَ عْدَ أخَ لَ فو ، َْإذاَ ِتُِ اؤَنَ خان.

Ebu Hüreyre r.a. den rivayete göre Peygamberimiz s.a.v. şöyle
buyurmuştur:

“Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler,
7 Buharî, Edeb,78/ 69, (VII, 95); Müslim, Birr,45/ 102, 103, (III, 2012); Muvatta, Kelam: 16, (2, 989); Ebu
Dâvud, Edeb,40/ 88, (V,264)

8 Tirmizî, Kıyâmet, 35/ 61, (IV,668)
9 5 söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği
zaman hıyanet eder” 10َ

ْ عَنْ عِ بِدِاللّهٍبنَعامرأنه قال:ََ دْ عِ تُ نَأْ مِّي يَ وَ ماا وُ رِسولَّاللّهَ صلى اللّه عليه وسلَمِ قاِ عَد ٌ يف
ْ بِ يَ تَناَ فْ قالت:” ََهاَ تَ عُالْ أِ عَ طَ يك” َف ، ََقالَ لَاُ رِسولَّاللّهَ صلى اللّه عليه وسلم: “و ََماْ أرِ دْتُأن
ْ تِ عَ طُ يَ هْ ؟” قالُ تأ : ِْ عَ طُ يِتَْه ََ راا، فََقالَ لُ ا رِسولَّاللّهَ صلى اللّه عليه وسلَ مَّ: “أماِ إنَكْ لَْوُل
ْ تِ عِ طَيهْ شُ يك ِ ئااَ تْ بَتَ عْ لَ يِكْ كَ ذبةٌ”.

Abdullah b. Âmir (r.a.) diyor ki; Peygamberimizin evimizde
bulunduğu bir günde, annem, “yavrum gel, sana bir şey vereceğim” diye
beni çağırdı. Peygamberimiz anneme: “Çocuğa ne vermek istedin” diye
sordu. Annem: Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine
Peygamberimiz: “Eğer bir şey vermeseydin sana bir yalan günah yazılırdı”
buyurdu.11

VI- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
Al-i İmran, 3/61, 93-94; Nisa, 4/48, 50, 135; Enam, 6/21, 93, 144;
Yunus, 10/17, 59-60, 69-70
Riyazu’s-Salihin Tercemesi, M.Yaşar Kandemir v.d. Erkam
Yay.İst.2004, II,114,483;485,486 VI, 496,523-526
Diyanet İslam İlmihali, Lütfi Şentürk- Seyfettin Yazıcı, Ankara, 1994,
s.441-443

Müslim, İman,25; Birr, 29; Buhari, Şehadet, 10; Müslim, İman,38
Adalet kavramı
10 Buhari, İman, 2/24, (I,14
11 Ebu Davud, Edeb, 45/80, (V,265)

YALAN VE ZARARLARI (“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin.)
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

Giriş Yap

Enveriyye ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin