Günün haberi
Selamun aleykum değerli kardeşlerim,
Dün akşam hacı Köksal bey’in annesi Şükran ablamızda misafirdik. Allah razı olsun ablamız bizleri her zaman olduğu gibi çok güzel karşıladı. Hacı babamıza karşı olan sevgisini yapmış olduğu hizmetle gösterdi.
Hacı babamız sohbetinde şöyle buyurdu;
İnsan parayı (maddiyatı) harcadıkça azalır. İlmi harcadıkça insanın ilimi çoğalır.
Eli açık olan insanları Allah cc.hu daha çok sever.
Zenginliği Hz.Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz Osman gibi yaşamak lazım.
Neleri varsa, yoksa Allah cc.hunun yolunda harcadılar. Onlarda çok zengin idi ama kalplerinde Allah sevgisi vardı. Dedi ve şöyle devam etti.
Hz. Ebu Bekir efendimiz, bütün malını bağışlamıştı mal olarak üzerinde giydiği elbiseden başka bir şeyi kalmamıştı.
Bir gün kapısı çalındı. Bir komşusu geldi. Kendisinden borç para istedi.
-Ya Ebu Bekir falancıya borcum var günü geldi ödeyemiyorum. Adam da çok şedit birisi eğer borcumu ödeyemezsem beni mahvedecek dedi.
Hz. Ebu Bekir efendimiz de kendisine,
-Elimde avucumda hiç bir şey kalmadı hepsini bağışladım. Dedi.
-Ya Ebu Bekir beni ancak bu adamdan sen kurtarabilirsin. Ne olur bana yardım et dedi.
Be sefer Ebu Bekir efendimiz dayanamadı. Alacaklının kapısını çaldı.
-Bu adamın sana ne kadar borcu var.
-100 altın.
-Tamam, bunun borcunu ben sanma falan zamanda ödeyeceğim dedi.
Bu sefer alacaklı,
-Ya Ebu Bekir eğer ödeyemezsen ne olacak dedi.
-Eğer ödeyemezsem sana köle olurum dedi.
Nihayet parayı ödemenin zamanı geldi. Ancak Hz Ebu Bekir efendimizde para yok.
Mecburen adama vermiş olduğu sözü tutmak zorunda kaldı. Ve adama dediği gibi kendisine, köle olmaya gitti.
Yanlız gitmeden, belki bu adam ben seni satar. Uzak yere satarsa daha kızımı göremem düşüncesi ile Hz. Aişe annemizle vedalaşmaya gitti.
Aişe validemizin evine varıp, kendisine
-Kızım Aişe, ben bir kişiye kefil oldum. O da borcunu ödeyemedi. Ben kefaletim karşısında borçlu borcunu ödeyemese, alacaklıya köle olacağımı böylelikle borcunu ödeyebileceğimi söyledim. Şimdi zamanı geldi borcu ödeyemiyorum.
Alacaklı falan kişiye gidip, onun hizmetinde köle olacağım. Belki beni satar uzak bir yere giderim seni daha göremem diye, Seninle vedalaşmaya geldim.
Hz. Aişe validemiz;
-Ah Babacığım, neden böyle bir şey yaptın. Deyip ağlamaya başladı.
Hz.Ebu Bekir efendimiz yola koyuldu.
Hz. Aişe validemizin gözlerinden akan yaşlar. Allahın lütfü keremi ile çok güzel bir cevhere (kristal gibi) dönüşüyor. Bunu gören Aişe validemiz.
Ben bu cevheri Babama getireyim bunu satsın borcunu ödesin. Kölelikten kurtulsun dedi ve hemen yola çıktı.
Yüce Rabbim, Cebrail as.’a seslenerek. Hemen insan kılığına gir ve Hz. Ebu Bekir’in elindeki cevheri satın al o benim mübarek bir kulumdur, dedi.
Bu arada Hz. Aişe validemiz, cevheri Babasına ulaştırdı. Hz Ebu Bekir efendimiz cevheri aldı satmaya giderken, karşısına Cebrail as. çıktı ve dedi ki,
-Ya Ebu Bekir o elindeki cevheri bana satar mısın?
-Evet satarım.
Netice itibarı ile cevheri Cebrail as.’a sattı. Altınları aldı. Hemen alacaklının evine gitti.
Alacaklı kişi de altınları görünce şaşırdı. Ya Ebu Bekir bu altınları nerden buldun dedi.
Hz. Ebu Bekir efendimiz cevap vermedi. Altınları alan kişi altınlara bakmış. Altınların bir yüzünde LA İLAHE İLLELLAH MUHAMMED RESULULLAH diğer yüzüne de İhlâsı şerif yazıyordu.
Bunu gören kişi,
Ya Ebu Bekir bu altınlar da dâhil bütün malımı fakir fukaraya dağıt, bana nasıl Müslüman olacağımı söyle demiş ve Hz. Peygamberimizin huzuruna giderek Müslüman olmuş.
Sohbeti Hacı Babamız böyle bitirdi. Allah kendisinden razı olsun.Allaha emanet olun
Yorum gönder